Öcü Gelecekmiş! Hadi ya!!!

Öcü Gelecekmiş! Hadi ya!!!

Eşinizle birlikte geçirdiğiniz dolu dolu güzel yıllar sonrasın da aranıza minik bir üye katılmasına karar verdiniz. Aldığınız bu kararı yaptığınız her şeyden üstün tutuyorsunuz. Gün sayıyor bebeğiniz için gelecek planları yapıyorsunuz. İsmini, okuyacağı okulu belki de seçmesini istediğiz spor dalını bile aranızda tartışıp kararlaştırıyorsunuz. Bunun yanında iyi ve ayakları üstünde duran güçlü bir insan olmasını hayal ediyorsunuz. Konuşmasından, tavrına her şeyini şekillendirmek, hayal ettiğiniz çocuğu yaratmak düşüncesindesiniz.

Peki nasıl?

Hadi süreci biraz hızlandıralım. Sağlıklı bir bebek dünyaya getirdiniz. Eşinizle tartışarak ta olsa sonunda ortak bir isimde karar kıldınız ve bebeğiniz büyüyor. Anne ve baba olmanın heyecanı ile yıllar nasıl geçti anlayamadınız. Bebeğiniz artık konuşan, yürüyebilen, ihtiyaçlarını karşılayıp istediklerini dile getiren bir çocuk oldu. Ama oda ne! Sanki her şey gitgide zorlaşıyor mu? Çocuğunuz artık ne isteyip ne istemediğini söylüyor. Üşür diye endişe edip giydirmek istemenize karşı geliyor , hazırladığınız yemeği lezzetli bulmuyor , artık legolarla oynamak yerine sokağa çıkmak istiyor. Eyvah! Üşüyecek, hasta olacak, aç kalacak, düşüp bir yerini kıracak… Oysa ki bebekken her şey ne kadar da güzel ve kolaydı değil mi? Çünkü onu giydirdiğinizde, yedirdiğinizde, oyuncaklarını önüne koyduğunuzda seçme hakkı yoktu ama şimdi var.

Hadi oradan canım olur mu öyle şey! Üşüdü diyorsam eğer üşümüştür o hırka giyilecek!! Çünkü anneler her şeyin en iyisini bilir. Zıııtttt maalesef yanlış cevap…

Çocuklar büyüyüp kendini ifade etmeye başladığı zaman tam olarak bu sorunlar devreye giriyor. Önemli olan bu sorunlarla nasıl başa çıkılabileceği konusunda yollar aramak. Her iletişimde olduğu gibi çocuklarınızla olan iletişiminizde de iki yönünüz var. Ya yapıcı ya da yıkıcı ! Siz hangi yönü tercih ediyorsunuz.?

Hepimizin çocukluğunda sıkça duyduğu ve hala örneklerini gördüğümüz birkaç yanlıştan bahsedelim. Çocuklarımızı ikna etmek için tercih ettiğimiz birçok farklı yöntem var. Bazen ödülle bazen de korku ile ikna etme yollarını seçiyoruz. Ama bunların çocuklarımız üzerinde ne gibi olumsuzluklar oluşturacağını düşündünüz mü? Seçtiğimiz her kelimenin çocuğa nasıl etki ettiğini bilmeden yaptığımız bu yanlışlara devam ediyoruz.

Örneğin; ‘ yemeğini yersen sana istediğin oyuncağı alırım’ , ‘ hadi bak hırkanı giyersen dondurma yiyebilirsin’ ve benzeri bir çok ödüllendirme yöntemini tercih ediyoruz. Oysa ki bu ödül değil ceza! İstediği oyuncağı hak etmesi için yemek yemesi , dondurma yiyebilmesi için hırkasını giymesi gerekiyor. Peki çocuğunuzun ona değer verdiğinizi, onu dinlediğinizi görmesi için ne yapması gerekiyor? Hiç düşündünüz mü belki de ‘ beni sevmeleri için dediklerini yapmalıyım’ diye düşünüyordur. Ve belki de bu yüzden sevmediği o pırasa yemeğini sırf siz onu sevin diye yiyordur. Aslında olumlu gibi görünen cümleler çocuğunuzun kafasında nasılda olumsuz bir hale geliyor?

Bir başka örnek; ‘ yemeğini yemezsen arkandan ağlar’ , ‘ bak şimdi öcü gelecek’ yaramaz çocukları polisler alır’ , ‘ seni babana söyleyeyim de gör’ ve benzeri birçok korkutma yöntemi de tercihler arasında. Fakat bunlarla ikna etmek yerine çocuğun içinde kocaman bir korku ve kaygı oluştuğunu biliyor musunuz?

Bir kere şu konuya bir açıklık getirelim. Kendi açınızdan düşünün. Bamyayı yemediniz diye neden bamya arkanızdan ağlasın ki? Ne yapıyor yani onu yiyene kadar peşinizde dolaşıp ‘Ne olur beni ye’ diye yalvarıyor mu? Ya da siz o yüzden mi bamya sümüklü sanıyorsunuz? Bir de şu meşhur öcü meselesi var. Çok merak ediyorum öcü neye benziyor? Yani siz hiç gördünüz mü? Ya da yaramazlık yaptığınız için neden polis sizi alıyor? Başka işimi yok polisin! Ne yapacak yaramazlık şubesine götürüp sorgu odasında neden yaptın mı diyecek? En feci olanı da baba tehdidi. Ne yani bu evde sizi sevmeyen bir baba mı var? Neden sizi ona şikayet ediyorlar?

Aslında onu ikna etmek için söylediğiniz cümleler çocuğunuzda böyle düşüncelere neden oluyor. Onları korkutmak ya da koşullandırmak yerine onlarla konuşmayı tercih edemiyoruz çünkü hepimiz böyle büyüdük. Oysa ki yetiştirmeyi hayal ettiğimiz ayakları yere basan sağlam bir bireyi böyle elde edemeyiz.

Özellikle okul öncesi dönemde çocukların maruz kaldıkları bu tutumlar onlara birer yetişkin olduklarında farklı kişilik bozuklukları ile geri dönüyor. Daha pasif ve korkak yetişen çocuk ilerde özgüveni düşük, insan ilişkileri zayıf bir bireye dönüşüyor. Çocukları korkutmak ya da olumsuz ödüllendirmeler vaat etmek yerine onlarla doğru iletişim kurmayı seçmeli, onları dinleyerek ve fikrilerine saygı duyarak değerli olduklarını göstermeliyiz. Bırakın diledikleri gibi yaşasınlar. Zaten hayatlarında yeterince kurallar ve yasaklar var ve maalesef ki olmaya da devam edecek. Unutmayın ki çocukken yaşadıkları her şey büyüdüklerinde birer anı olarak kalacak.

Keyifli, bol kahkahalı, öcülerin ve arkanızdan ağlayan bamyaların olmadığı güzel hatıralar biriktirmeniz dileğiyle….

BURCU MUTLU

Kurslarımız
  • EYLÜLFSM Bulvarı Cadde 224 B Blok Kat:6 Daire:12 Nilüfer/BURSAKontenjanlarımız sınırlıdır!
  • Kurs Başlangıç Tarihi: EYLÜL 2022
    (4-5-6 Yaş Grupları)
    (7-8-9 Yaş Grupları)
    (10,11,12,13,14,15,16 Yaş Grupları)FSM - Nilüfer/BURSAKontenjanlarımız sınırlıdır!
  • Kurs Başlangıç Tarihi: EYLÜL 2022FSM- Nilüfer/BURSAKontenjanlarımız sınırlıdır!
  • Kurs Başlangıç Tarihi: EYLÜL 2022FSM - Nilüfer/BURSAKontenjanlarımız sınırlıdır!
  • Kurs Başlangıç Tarihi: EYLÜL 2022FSM - Nilüfer/BURSAKontenjanlarımız sınırlıdır!
  • Kurs Başlangıç Tarihi: EYLÜL 2022FSM - Nilüfer/BURSAKontenjanlarımız sınırlıdır!
  • Eylül 2022-1Katılımcı Sayısı Yapılacak Eğitime Göre Farklılık Gösterebilir.
  • Eylül 2022FSM Bulvarı Cadde 224 B Blok Kat:6 Daire:12 Nilüfer/BURSAKontenjan eğitimin yapılacağı yere göre değişiklik gösterir.
  • Kurs Başlangıç Tarihi: EYLÜL 2022FSM - Nilüfer/BURSAKontenjanlarımız sınırlıdır!
Banner
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans
  • referans